Home

  • Blog Nedir ve Neden Blog Yazılır

    Blog Nedir?

    Blog nedir? sorusu ile başlamak daha doğru sanırım, blog şahıs ve kurumların internet ortamındaki günlükleridir.

    Gün içinde düşünülenler, iş, güç, tatiller, şirketin teknoloji departmanı, hepsi bloglara yazılabilir. Üstelik bu sayede kişiler ve şirketler bilgil oldukları alanlarda paylaşım yaparak, bir adım öne çıkmayı başarmaktadırlar.

    Blog yazmak kitap yapmak kadar olmasa dahi tarihe not düşmek anlamına gelebilir, tabii ki barındırıcı faturalarınızı düzenli ödediğiniz sürece!

    Günümüzde gerek Google’ın Blogger gerekse WordPress.com hizmeti olsun, blog yazma işlemini ücretsiz ve çok kolay hale getirdi. Adını anmak istemiyorum ancak Medium da bu konuya daha sosyal bir yaklaşımla, blog yazarlarının sıklıkla kullandığı bir ağ halini aldı.

    Evet blog yazmak kolay, bir blogun kurulması çok zor ve masraflı bir iş değil, üstelik ortalama bir yazım bilgisiyle çok kolay blog yazabilirsiniz.

    Blog nedir sorusuna yanıt verdik. Ancak neden blog yazılır? Bu sorunun herkesçe ayrı bir cevabı var bunu biliyorum.

    Benim açımdan blog yazmak, görüşlerimi ve tecrübelerimi paylaşmaktan fazlası değil. Daha fazlası olmasını çok isterdim.

    Blog nedir?
    Blog nedir?

    Blog bu paylaşımı yapmamı sağlarken, bir yandan da kendi düşüncelerimi okumama ve nasıl değiştiklerini, haklı ya da haksız olduğumu anlamama katkıda bulunuyor.

    Bir yazıyı başından sonuna kadar hazırlamak ve yazının yayınından sonra okunmasını takip etmek benim için harika bir şey. Size de blog yazmanızı ve bunu düzenli olarak yapmanızı tavsiye ederim.

    İyi bir içerik oluşturmak hiç kolay değil, hele ki çalışan ve bu işe sürekli vakit ayıramayan biriyseniz, gerçekten zaman kısıtlaması insanın canını çok sıkıyor. Bir yazının planlanması, yazılması, düzenlenmesi gerçekten vakit alan şeyler. Üzerine eğilmediğiniz taktirde de, çok harika yazılar yazılamıyor.

    Örneğin şuan benim elimde 2 tane çok büyük oradan bitmiş yazı dizisi var. Biri PHP biri big data üzerine. Ancak big data dizisinin, demlenip, yayınlanmasına daha çok var gibi görünüyor.

    Göründüğü zaman değecek mi? Bunu hep okuyucular belirliyor.

    Umuyorum, hep merak ettiğiniz, acaba yazmalı mıyım? sorusuna cevap verebilmişimdir.

  • Sizi Bir Deha Yapacak 33 Web Sitesi

    Sizi Bir Deha Yapacak 33 Web Sitesi
    Sizi bir deha yapacak 33 web sitesi
    Sizi bir deha yapacak 33 web sitesi

    İnternet bizim için kocaman bir dünya, içerisinde her şeyi bulabildiğimiz, her şeye kolayca ulaşabildiğimiz kocaman bir dünya hem de.

    Bu büyük dünyanın içerisinde kolaylıkla kaybolabileceğimiz gibi, doğru bilgilere ve doğru uygulamalara erişebiliriz.

    Aşağıdaki listede hayatlarımızı güzelleştirecek ve bilgi seviyelerimizi arttırabileceğimiz, sizi bir deha yapacak 33 web sitesi var.

    BBC Future: Yeni teknolojileri ve ar-ge süreçlerini takip edebileceğiniz haber portalı.

    99U: Fikirlerinizi hayata geçirmek için size ilham verecek bir Youtube kanalı.

    Youtube Education: Youtube’un genel kültür ve eğitim ürünü.

    WikiWand: Wikipedia’nın güzel arayüzü.

    The Long Read: Derin raporlar, incelemeler ve analizler (The Guardian)

    TED: Hemen her konu hakkında ufuk açıcı videolar.

    ITunesU: Dünyanın en iyi üniversitelerinden ders almak için bir uygulama.

    InsightfulQuestions: Reddit üzerinde bir subreddit, entelektüel konular hakkında konuşuluyor.

    Cerego: Cerego zayıf ve güçlü yönlerinizi dikkate alarak size kişiselleştirilmiş bir çalışma planı hazırlıyor.

    University Of People: Ücretsiz üniversite.

    OpenSesame: Online Eğitimler için bir pazaryeri uygulaması. 22.000’den fazla eğitim yer alıyor.

    CreativeLive: En iyilerden yaratıcılık ve yaratım dersleri.

    Coursera: ABD’nin en iyi üniversiteleri ile birlikte, büyük eğitim sitesi.

    University Of Reddit: Entelektüel çalışmalar ve bilgi paylaşımı cenneti.

    Quora: Soru sormak ve uzmanlardan yanıt almak için bir platform.

    Digital Photography School: Online Dijital fotoğrafçılık eğitimi.

    Umano: Sesli makale paylaşım ve dinleme sistemi. (Maalesef son girdiğimden beri Dropbox tarafından satın alınmış ve devre dışı kalmış)

    Brain Pickings: Sanat, bilim, edebiyat ve felsefe alanında uzun okumalar yapabileceğiniz bir site.

    Peer 2 Peer University: Paylaşarak hem kendiniz öğrenebileceğiniz hem de başkalarının öğrenmesine katkı sağlayabileceğiniz bir online üniversite.

    MIT Online Courseware: Ücretsiz olarak alabileceğiniz online MIT ders kataloğu.

    Gibbon: Öğrenme için harika bir liste.

    Investopedia: Yatırımcılık, borsa ve finans hakkında ihtiyaç duyduğunuz her şeyi öğrenin.

    Udacity: Uzmanlaşmak için dersler alabileceğiniz bir yüksek öğrenim sitesi. Kendileri buna “NanoDegree” diyor.

    Mozilla Developer Network: Web geliştiricileri için herşeyi öğrenebilecekleri bir kaynak.

    Future Learn: En iyi üniversitelerden bedava dersler almanın keyfine varın.

    Google Scholar: Akademik araştırmalar için güzel bir arama motoru.

    Brain Pump: Her gün yeni bir şey öğrenmek için.

    Mental Floss: Trivia gibi genelkültür testlerine girmek için bir web sitesi.

    Learnist: Internetten kaliteli bir şekilde derlenmiş içerikten öğrenin.

    DataCamp: Online R ve Veri Madenciliği kursları.

    eDx: Courseranın bir muadili.

    HighBrow: Hergün mail kutunuza gelen kısa derslerden bir şeyler öğrenin.

    Coursmos: Her an, her yerde, her cihazdan mikro-kurslar almak için bir site.

    Classpert: Pek çok platformda online eğitim aramanızı sağlayan bir, eğitim arama motoru.

    Platzi: Tasarım, yazılım ve pazarlama hakkında canlı dersler.

    Sizin de bu web sitelerine eklemek istediklerini ya da bunlar hakkında bir düşünceniz varsa, yorumlarınızla katkıda bulunabilirsiniz.

  • İzmir – Hatundere – Foça Bisiklet Gezisi

    Merhabalar,

    Önceki yazılarımda (1, 2) belirttiğim üzere, bisiklete karşı bir süredir çok büyük bir ilgim vardı.

    Bu ilgimin artık harekete dönüşmesini istediğimden, bir süredir, rahatça kullanabileceğim, çok da pahalı olmayan bir bisiklet arıyordum kendime. Aradığım bisikleti Salcano‘da buldum. Salcano City Sport 40 Modelini satın alarak bisiklet dünyasına ilk adımımı attım. Tabii ki herkes gibi çocukluğumda bisiklet sürdüm, ancak anne tembihleri üzerine ana cadde üzerinden yolculuk yapamadım.

    Salcano City Sport 40
    Salcano City Sport 40

    İlk Yolculuk

    Spor ile pek bağlantım olmadığı için ve bisiklet üzerinde uzun uzun idman yapmadığım için sıfır kondüsyon ile gerçekleştirebileceğim bir yol bulmam gerekiyordu. Benim de aklıma İzban ile Hatundere’ye kadar gidip oradan Foçaya kadar pedal çevirmek geldi. Bir de konuya Foça sevgim de ekleyince kesin tercihim belli oldu. 1 gece kalıp geri dönecektim. Kendime suç ortağı olarak da Lise Arkadaşım Tulga‘yı buldum.

    26 Temmuz 2015 günü, sabahın bir vaktinde, bölge metro üzerinden İzban aktarmasını yaparak yola koyulduk.

    Malum, hava “biraz” sıcak olduğundan tedbirli davranıp erken çıktık. Yine de bizim İzban’dan inmemiz saat 10’u buldu.

    İzmir - Foça Karayolu
    İzmir – Foça Karayolu

     

    Çanakkale yolu üzerinde bir ileri bir geri 5 km kadar yol gidiliyor bu tabelaya varmak için, tabelayı bulunca tabii ki bir fotoğraf çekelim istedik. Bizim için yolun asıl kısmı başlıyordu, Foça yolu (bilen bilir) hain ve uzun rampalarla doludur.

     

     

     

     

     

    Yolda Olmak

    Önemli olan varmak değil yolda olmaktır.

    Açıkçası yol ile ilgili pek çok şey anlatılabilir. Ancak anlatılabilecek en büyük şey bizim acemiliğimiz.

    Kondüsyon eksikliğine bir de acemilik eklenince iki – üç kat daha fazla üzülüyor insan yolda. Nerede durup ne kadar su içmemiz gerektiğini bir türlü ayarlayamadık.

    Bacaklarımız yolda et kırmadıysa da, büyük rampaları bisikletin üzerinde değil yanında çıktık.

    Köylerdeki camilere girdik.

    Aslına bakarsanız, tecrübe ve kondüsyon eksikliği dışında yol son derece keyifliydi. Bisiklet üzerinde giderken, yolun rüzgarını ve tozunu sonuna kadar hissettim. Üstelik şunu söyleyebiliyorum Yol ayaklarımın altından geçti”

    Varış

    Foçaya girerken, sanki Tour de France’ı kazanmışım gibi sağ elimle gidonu tutarken sol elimi yumruk yapmış havaya kaldırmış sallıyordum. E kolay değil sabahtan beri nerenden baksanız 30 kilometre pedal çevirmiştik.

    Foça’ya girer girmez, çocukluğumdan beri hemen hemen en sevdiğim kahveciye gittik. Hani şu balık halinin tam karşısındaki sokakta olan. Orası pek eser.

    Aslında kahvecide bir özçekim yapmıştık ancak şuan o fotoğrafa herhangi bir nedenden ulaşamıyorum bulduğumda güncellerim yazıyı.

    Foça Bisiklet Gezisi
    Foça Bisiklet Gezisi

    Akşamüstü saatine kadar kendimize edindiğimiz gölgeden çıkmadık. Ancak bu arada da çadır kurabileceğimiz bir yer aramayı da ihmal etmedik. Bilmeyenler için Foça’da iki tane camping alanı vardır. Birincisi Sazlıca diğeri Acar. Bunların ikisi de hemen hemen 10 km mesafede merkeze ve eğer, gidip yer bulamazsak dönmek bizim için imkasızlaşacaktı.

    Farkettiyseniz yazının başından beri bir aksilikten söz etmedim. Şimdi bahsedeceğim şey ise aksilik değil. Rezalet. Evet Salıca camping rezaleti ve Acar camping rezaleti.

    İkisini de telefonla arayıp görüştüm. İkisinden de aynı cevabı aldım. “Burası aile kampı arkadaşım, burada kalamazsınız.” Aile kampı ne demek yahu? Biz aile çocuğu değil miyiz? Böylece Salıca Camping ve Acar Camping’in ne kadar rezil, kötü ve kalitesiz yerler olduğunu öğrenmiş oldum.

    Kamp yeri için polislerle görüştüğümüzde bize kimseyi rahatsız etmezsek bir sorun olmayacağını söylediler, ki beklediğim cümle buydu. Kadınlar Plajına kamp kurmak için bu işareti bekliyordum.

    Arkadaşlık

    Bir de arkadaş edindik kendimize, bisikletle ufak geziler yapan Melih bir gece önce gelmiş ve ikinci gecesini geçireceği bir yer arıyordu, biz de bizimle birlikte Kadınlar Plajına gelmesini rica ettik ve aslında çok da güzel oldu.

    Bisiklet Arkadaşlığı
    Bisiklet Arkadaşlığı

     

    Dönüş

    Her gidişin bir dönüşü olduğu malumunuz. Ertesi sabah 4:30’da kalktıysak da hazırlanıp yola çıkmamız 6:30’u buldu.

    Sabah 4:30'da uyandık.
    Sabah 4:30’da uyandık.

    Saat 6:30’da aynı yola gidecek olmamıza rağmen Melih’le vedalaştık, onun kondüsyonu rampaları çıkmaya yettiğinden bizi beklemesi saçma olacaktı. Biz büyük dağları yürüyorduk.

    Bisikletten Foça Manzarası
    Bisikletten Foça Manzarası

    Dönüş yolu da İzbana kadar üç saat sürdü. Ardından İzmir’e ve eve döndük.

    Nasıldı derseniz, vereceğim tek cevap harikaydı olacak. Dünyayı bisikletle gezen insanları o kadar iyi anlıyorum ki.

    Üstelik yolculuk sırasında bir de Kedi Ferdi hikayesi yaşandı ki, bu bambaşka bir yazının konusu. Umuyorum aklımdan çıkmaz da size Kedi Ferdi’yi de anlatırım.

    Selametle.

  • Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 4

    Windows 10 ile ilgili pek çok konuyu incelemeye çalıştık.

    Bu bölümde de ayarlar kısmına göz atıp artık incelememizi toparlamaya çalışacağız.

    Yıllardır tanıyıp sevdiğimiz denetim masası, ayarlar adında bir arayüzün arkasına alınmış. Daha çok Windows 8 tarzını yansıtıyor bu ayarlar kısmı.

    Screenshot_1

    Ancak kişiselleştirme ayarlarında gördüğünüz gibi olabildiği kadar kolay ve sade arayüzlerle tasarlanmaya çalışılmış her şey. Bu yönüyle Denetim Masasındaki karmaşaya yeni bir soluk getirmiş.

    İncelemenin başından beri gördüklerime bakıyorum da, Windows bu sürümde sadece kullanılabilirlik ve kullanıcı deneyimi konularına odaklanmış gibi geliyor. Sanki yine bir taraf (özelleştirilebilirlik ve görsellik) eksik kalmış.

    Windows’un her sürümünde bir tarafta bir şey eksik oluyor. CEO hangi tarafta daha iyiyse o tarafı daha geliştirip, diğer tarafı olabildiğince boşluyorlar.

    Belki de kullanıcıları yeni sistem geliştirme süreci içerisine daha çok katmalılar. Windows 10 içerisinde kendimi çok rahat kanepe ve yataklarla döşenmiş bir fanusun içinde hissediyorum

    Windows 10’a ilk bakış incelememizi toparlayacak olursak. “Teşebbüs etmişler ama cesaret edememişler”. Yine de ilk izlenim Windows’un en iyi sürümü olduğu izlenimi veriyor ve bu sayede kullanılabilir olduğunu hissettiriyor.

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 1

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 2

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 3

  • Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 3

    Windows 10, görsel olarak Windows 8’den aldığı mirası biraz daha geliştirmiş.

    Pencerelerin üst kısımlarındaki güzel tasarım açıkçası hemen dikkatimi çekti. Her ne kadar Windows 8’e benziyor da olsa daha da sadeleşerek özgürlüğüne kavuşmuş gibi duruyorlar.

    simgeler

    Windows 8’den beri düzleşen simgeler, bu sürümde daha da düzleşmişler ve hoş bir görünüme kavuşmuşlar. Açıkçası flat tasarımın bu kadar tutacağını bu kadar alıp yürüyeceğini hiç düşünmemiştim.

    Görev Çubuğu kurumdan sonra bende siyah olarak başladı, benim kullanmayı sevdiğim gibi şeffaf değildi, ancak üzerindeki ikonlarla oluşturduğu kontrastı çok sevdim.

    çıbık

    Bakalım kişiselleştirme ayarlarında neler göreceğiz.

    kişiselleştirme

    Kişiselleştirme ile ilgili ayarları bu kadar kısıtlı olmasına çok şaşırdım. Hatta bende hayal kırıklığı yarattı. özellikle şuan görev çubuğunun şeffaf olduğunu söylemesi tam bir hayal kırıklığı oldu.

    Bu kadar az ayar ve özelleştirilebilirlik açıkçası çok düşük, bugünden yıllar öncesinde KDE masaüstü ortamının sahip olduğu özelleştirilebilirlikten çok uzak.

    Hazır burayı açmışken Kişiselleştirme Ayarlarının tamamını gözden geçirelim.

    Arka Plan ayarlarında Windows 10 bize çok fazla seçenek vermemiş, 3 Adet Windows, 1 Asus, 1 adet de bana ait duvar kağıdı var. Ancak verdiği 3 duvar kağıdından çadırlı olana bayıldım 🙂

    Kilit ekranı ayarlarında ise yine çok fazla seçenek yok ancak şık bir görsel kullanarak göz dolduruyorlar.

    Temalar kısmı ise Windows Vista’dan beri olduğu gibi bütün cansızlığı ile duruyor.

    Başlangıç ayarları ise başlat çubuğu ile ilgili ayarlar bir kaç ufak tefek özelleştirme dışında yine çok fazla izin vermiyor.

    my-gnome-shell-ubuntu[1]

    Linux’un bile bu kadar değiştirilebilir özelleştirilebilir olduğu bir dönemde, Windows’un özelleştirilebilirlikten bu kadar nasibini almaması, gerçekten çok enteresan.

    Windows bu sürümde kafayı kullanılabilirlikle bozup, görseller ve özelleştirilebilirlikle pek fazla uğraşmak istememiş.

    Belki de bu konuya bu kadar çok dikkat eden bir tek ben kalmışımdır.

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 1

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 2

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 4

  • Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 2

    Windows 10 kurulumunun ardından kendinizi, eski uygulamalarınızın kurulu olduğu ama görünüm olarak çok farklı bir ortamda buluyorsunuz.

    Başlat

    başlat

     

    Yani bir kere başlat geri gelmiş. En son bıraktığımız gibi değil, biraz değişmiş ama yine de delikanlı gibi ayakta. Metro UI sağ tarafta yerini almış yeni, sol tarafta ise bizim Windows 7’den hatırladığımız tüm programlar butonu duruyor.

    Sağ taraftaki panel daha çok reklam içeriği ile dolmuş gibi. Sanırım Windows burayı marketi biraz daha hareketlendirmek için kullanacak.

    Sol tarafaki başlat kısmı ise bizim alışkın olduğumuz sıradan başlat menüsü. Arama özelliği ise önceki sürümlere göre daha iyi tasarlanmış.

    Görev Görünümü

    Başlat butonunun iki yanında, arama butonunun yanında, bir buton var. İmleci üzerine götürdüğünüzde açıklama olarak görev görünümü diyor. Macos’ların ve bazı Linux dağıtımların en temel özelliklerinden biri olan, görev görünümü ve çoklu masaüstü özelliğinin Windows’a da eklendiğini bu butona basınca anlıyoruz.

    GörevGörünümü

    Bundan yaklaşık 8 sene önce ben Pardus dağıtımı sayesinde Linux’la tanıştığımda, en çok çoklu masaüstü özelliğini sevmiştim. Gerçekten harika bir özellikti, özellikle web işleri yaparken kodu ve görünümü ayrı masaüstlerine atıp aralarında kolay geçiş yaparak bakmaya bayılmıştım.

    Linux dağıtımlarının yaklaşık 10 seme ardından bu özelliği eklemiş olmaları çok güzel. OsX’e bu özelliğin ne zaman eklendiği konusunda bir fikrim yok. Ancak Windows’un bu sürümünde de OsX gibi üç parmağı yukarı iterek bu görünüme geçebiliyorsunuz.

    Alt+Tab

    Bilgisayar kullanan herkes bu tuş kombinasyonuna aşikardır.

    Ancak Windows 10 sürümünde bu tuş kombinasyonu tek yolu değil. Touchpad üzerine üç parmağınızı koyup yanlara doğru iterek Alt+Tab kombinasyonu ile anı işlevi yerine getirebiliyorsunuz.

    Windows 10’da ilk bakışta gözüme bunlar çarptı. Artık incelememizi biraz daha derinleştirebiliriz.

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 1

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 3

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 4

     

  • Microsoft Windows 10 inceleme – Bölüm 1

    Windows 10 inceleme

    Merhabalar,

    Duyurulduğu günden beri heyecanla beklenen Windows 10, 29 Temmuz 2015 tarihinde yayınladı. Windows 7, 8 ve 8.1 kullanıcılarına ücretsiz yükseltme hakkı tanınan bu işletim sistemi için daha önceden rezervasyonumu yapmıştım. Bu sabah, güncelleme merkezinde “Windows 10 Güncellemesi Mevcut” haberini görür görmez bastım güncellemeye.

    Üzerine de hemen bir windows 10 inceleme yazayım istedim.

    Tabii daha önceki güncellemelerde genellikle her bilgisayarda sürücülerle ilgili sorunlar yaşamıştım. Bu defa rezervasyon yöneticisi önceden verdiği raporda, bilgisayarımın Windows 8’e hazır olduğunu söyledi. Hayırlısı dedim. Böylece benim için windows 10 inceleme yazısı başlamış oldu.

    Güncelleme Yöneticisi

    Güncelleme merkezinden güncellemeyi seçtiğiniz anda gerekli 2.3 GB büyüklüğündeki dosyayı indirip, bilgisayarı yeniden başlatıyor. Bu sırada normal bir Windows güncellemesi gibi kurulum aracını kuruyor.

    Bilgisayar yeniden başladığında ise, artık kurulum aracı çalışmaya başlamış oluyor.

    Windows 10 inceleme
    Windows 10 inceleme

    Bu kurulum aracı bilgisayarınızı bir kaç kez yeniden başlatıyor. Bu araç görevini tamamladıktan sonra sıcacık Windows 10’a kavuşuyorsunuz.

    Eski kullanıcınız geçerli kalıyor. Önceki Windows’a giriş yaptığınız kullanıcı adı ve şifre ile giriş yapabiliyorsunuz.

    Güncellemelerle ilgili ayarları soruyor ve artık Windows 10 başlıyor.

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 2

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 3

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 4

  • Microsoft Windows 10 inceleme – Bölüm 1

    Windows 10 inceleme

    Merhabalar,

    Duyurulduğu günden beri heyecanla beklenen Windows 10, 29 Temmuz 2015 tarihinde yayınladı. Windows 7, 8 ve 8.1 kullanıcılarına ücretsiz yükseltme hakkı tanınan bu işletim sistemi için daha önceden rezervasyonumu yapmıştım. Bu sabah, güncelleme merkezinde “Windows 10 Güncellemesi Mevcut” haberini görür görmez bastım güncellemeye.

    Üzerine de hemen bir windows 10 inceleme yazayım istedim.

    Tabii daha önceki güncellemelerde genellikle her bilgisayarda sürücülerle ilgili sorunlar yaşamıştım. Bu defa rezervasyon yöneticisi önceden verdiği raporda, bilgisayarımın Windows 8’e hazır olduğunu söyledi. Hayırlısı dedim. Böylece benim için windows 10 inceleme yazısı başlamış oldu.

    Güncelleme Yöneticisi

    Güncelleme merkezinden güncellemeyi seçtiğiniz anda gerekli 2.3 GB büyüklüğündeki dosyayı indirip, bilgisayarı yeniden başlatıyor. Bu sırada normal bir Windows güncellemesi gibi kurulum aracını kuruyor.

    Bilgisayar yeniden başladığında ise, artık kurulum aracı çalışmaya başlamış oluyor.

    Windows 10 inceleme
    Windows 10 inceleme

    Bu kurulum aracı bilgisayarınızı bir kaç kez yeniden başlatıyor. Bu araç görevini tamamladıktan sonra sıcacık Windows 10’a kavuşuyorsunuz.

    Eski kullanıcınız geçerli kalıyor. Önceki Windows’a giriş yaptığınız kullanıcı adı ve şifre ile giriş yapabiliyorsunuz.

    Güncellemelerle ilgili ayarları soruyor ve artık Windows 10 başlıyor.

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 2

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 3

    Microsoft Windows 10 İnceleme – Bölüm 4

  • Backpacking 101

    Avrupa seyahatleri konusunda tecrübeli değilim.

    Bu defa backpacker olarak gidiyorum. İlk gün geçtikten sonra benim için kaldığının herhangi bir zorluğu olmayacak.

    Ülkem yeni doğmuş bir bebek gibikfocjeodje. Şaka şaka.

    Hadi ben kaçtım, aklınıza mukayyet olun.

    image

  • Samsung’dan Yaran Güncellemeler

    Samsung’dan Yaran Güncellemeler

    Merhabalar,

    Bilen bilir bir Samsung Note 3 kullanıcısıyım. Telefonu aldığımda en üst segmentteki telefon buydu ve anlayacağınız üzere epey para verdim.

    Kullanırken herhangi bir rahatsızlık yaşamadığım, kamerası, pil ömrü ve performansıyla beni tam olarak tatmin eden güzel bir telefon. Hala da çok memnunum. Herhangi bir problem olmadan misler gibi kullanıyorum.

    Ben telefonu aldıktan sonra Android işletim sisteminin 5. sürümü olan Lollipop yayınlandı.

    Ancak aradan çoook uzun süre geçmesine rağmen Samsung ısrarla bu güncellemeyi Türkiye’ye vermedi. Rusya’da aynı işlemcili modele verilen güncelleme Türkiye’ye verilmedi.

    Google tarafından sürümün yayınma tarihi 3 Kasım 2014. Bugün 26 Haziran 2015. Aradan ne kadar zaman geçtiği ortada.

    Twitter’dan iki defa Samsung Türkiye hesabına sordum, aldığım cevap “çok yakında”

    İyi de Android M tanıtıldı, o ne olacak? Onun güncellemesini vermeyeceklerdir muhtemelen.

    Eğer CyanogenMod’un Note 3 desteği iyi olsaydı kuracaktım. Hem TouchWiz’den de böylece kurtulmuş olurdum.

    Şuan durum bu:

    Android 4.4.2

     

    Samsung güncellemeler konusunda beni çok mutsuz etti.

    Bir daha Samsung alır mıyım? Sanmıyorum.