Ah Nerede O Eskiler

Bugün Barış Ağabey’i andık.

Ülkece, sağcı solcu ayırt etmeden, fakir, zengin demeden herkesin çok sevdiği bir isimdi. Samimi, içtendi. O dönemin çocukları olan bizler için ise Barış Ağabey idi.

“On puan on puan on puan” derdi yarışmasında misafir ettiği miniklere. Dünyayı gezdiği programlar yaptı. Saygıyla anıyorum, Barış Ağabey duygusuna ülkece en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde.

Barış Manço

Bugün konu Barış Ağabey’den açılınca ben de doksanlardaki müziklere baktım, o yılların televizyon programlarına, tartışma programlarına baktım. İçten ve samimi. Söyleyebileceğim tek şey bu.

Hükümet baskısı var konularına girmek istemiyorum, zira sanatçı olduğunu iddaa eden bir kişinin baskılara boyun eğmesi kabul edilemez.

Şarkıların berbat olduğu gerçeğini zaten epeydir kabullenmiştim, ancak “Türkiye’de müzik tarihi” denince söyleyecek üç kelimesi olmayan zatların kendilerini müzisyen ilan etmesi gerçekten saçma. Sanatçıların toplumu sürüklediğini göz önüne aldığınızda, bu tiplerin toplumu sürükleyeceği yer en fazla yüzeysel salaklar bataklığı olabilir.

Haydi diyelim ki müzisyenler çok göz önünde değil. Ancak televizyonlar, günde 24 saat, yüzlerce kanal, saçmalık yayınlıyorlar. Kendi sahte pisliklerini topluma bulaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Herkesin zengin olduğu hayali bir toplumları var dizlerinde, kötü adamlar bile içki sigara içmiyor, kötü adamlar küfür etmiyor. Sigaralar içkiler buzlanıyor ancak silahlar, kanlar hepsi açıkta. Televizyonlar sürekli şiddet pornografisi yayınlıyorlar.

images

Eskiden böyle değildi sanki, ailecek izleyecek bir iki şey olurdu. 7 Numara, Süper Baba vardı. Mahallenin Muhtarları vardı. Şimdiki diziler sanıyorum ki Finlandiye yahut İsviçrede geçiyor. Toplumun genel olarak önemsediği değerlerden bir haber gençler zengincilik oynuyor sadece. O dizileri oynayan gençlere zengincilik rolü ile magazinsel, lüks tüketimsel bir hayat pompalıyorlar. Dizilerin hiç birinde, kurban yahut ramazan olmuyor, yahut 29 Ekime denk gelmiyor. Belki de Mars’ta geçiyordur.

E tabi bu deli saçması şeyler izlenince yapımcılar da ceplerine akan paranın durmaması için, aynı şeyleri tekrar edip duruyorlar.

Lütfen kumanda elinde değiştir muhabbeti yapmayın, ben değiştirebilirim belki ama bunların verdiği mesajları sindiren, milyonlarca genç var bu ülkede. Kurtlar Vadisinden sonra yüzlerce Polat Alemdar türemedi ortalıkta? “Derin devletten sonra mafya tikli” adamlar.

Eskiler daha samimiymiş gerçekten. 7 Numarada kirayı, elektrik faturasını düşünen gençler var. Aynı çatı altında kültürel çatışmalarını hep güzel yollarla aşmaya çalışıyorlar.

Siyaset Meydanı vardı eskiden. Barış Manço, Cem Karaca, Ahmet Kaya konuk olmuş, asla da laflarını esirgememişler. Korkmamışlar “Albümlerimiz satmaz” diye. Youtube’da şu adresten izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=K9yCNl4sEHY

Bazen bakıyorum da, şu samimiyetsiz iki yüzlü programları izleyeceğimize, bu salak adamların hayat tarzını magazin programlarında bize pompalayacaklarına, cesaret edip, yeni bir şeyler deneyecek yapımcılar, kanallar olsaydı.

Eskilere erken yaşta bakabilme şansı bulmuş gençliğin bir ferdi olarak ben dahi “ah nerede o eskiler” demeye başladım.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *